paralelle mücadele edenlere sahip çıkılmıyor

Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, 7 Nisan 2016 tarihinde köşesinde yazdığı yazısında Paralel Yapı ile mücadelede gizli kahramanlara sahip çıkılıyor mu?”  diye bir soru sormuş ve sahip çıkılmadığını yazmıştı. Bu makalesini okuyunca kendisini tebrik etmek için bir mail attım ve sahip çıkılmadığını kendimden örnek vererek izah ettim.

Sağ olsun, Fuat Bey 9 nisan 2016 tarihli köşesinde gönderdiğim maili yayınladı ve bir gerçeğe işaret etti:

 

Gülen’in ağlattığı Müslümanları bir de siz ağlatmayın!

Fuat Uğur Türkiye gazetesi

9 Nisan 2016 Türkiye Gazetesi

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/590949.aspx

“Paralel Yapı ile mücadelede gizli kahramanlara sahip çıkılıyor mu?” diye sormuştum geçen ayın 10’undaki yazımda. Bu şer şebekesine karşı başlarını koyan insanların desteklenmesi gerektiğini ifade edip Cemaat’in eski önemli isimlerinden birinin; tüm gelir kaynakları kesildiği hâlde iş bulamayan Ümit Akdemir’in yaşadıklarını gündeme getirmiştim.

Ümit Akdemir’in yalnız olmadığını gelen pek çok mektuptan anladım. Ancak onlardan birini sizlere aktarmam şart oldu. Çünkü bu mail’i yazan ismi gazete okurları ve televizyon haber programlarının izleyicileri de tanıyor.

Kendisi 30 Mart 2014 seçimlerinden 15 gün önce yayınladığı “Gülen’in Ağlattığı Müslümanlar” isimli kitabıyla Cemaat yapılanmasının İslamiyet ile ters düşen yanlarını ortaya koymuş bir isim; Selim Çoraklı. 1983-99 yılları arasında Cemaat’te üst düzey yöneticilik görevi yapmış, üniversite ve bölge imamlıkları, Zaman gazetesi Makedonya temsilciliğini yürütmüştü. Gülen örgütü hakkındaki açıklamaları son üç yıldır onlarca gazete ve televizyonda yer aldı.

SELİM ÇORAKLI’NIN YAŞADIKLARI

Selim Çoraklı cesur bir kişilik. Ankara’da Cumhuriyet savcılığının Anayasal Suçlarla Mücadele biriminin PDY için açtığı soruşturmada gizli tanık olmasını önermelerine rağmen Savcı Serdar Coşkun’a açık tanık olarak 55 sayfa ifade verdi.

Daha başka kitapları da var Selim Çoraklı’nın. Son olarak Hocia isimli kitabını yazdığını, ancak yayınlatacak yayınevi bulamadığını belirtiyor. Gülen’in önce eski MİT Müsteşarı Fuat Doğu ve Yaşar Tunagür kanalıyla MİT’e angaje olduğunu ve palazlanınca da işi CIA, FBI ve MOSSAD’a kadar nasıl bağladığını anlatan 400 sayfalık bir kitap bu. Şu anda çalışmayı solcu kitaplar yayınlayan Tekin yayınevi incelemek üzere almış. Sonucu bekliyor.

Selim Çoraklı’nın mektubundan bazı bölümleri de kendi kaleminden aktarayım:

İŞTE O MEKTUP

Selamün Aleyküm Fuat Bey. Geçenlerde, “Paralelle mücadele sadece Cumhurbaşkanı’nın görevi mi?” isimli yazınızı okudum. Dikkat çektiğiniz konu için size teşekkür ediyorum. Zira iki senedir aynı şeyi yazıp çiziyorum. FETÖ ile mücadele maalesef birçok AK Partili tarafından sadece Cumhurbaşkanı’nın şahsi meselesiymiş gibi algılanıyor.

İkinci önemli mesele ise, “Paralel Yapı ile mücadelede gizli kahramanlara sahip çıkılıyor mu?” sorunuz. Bunu başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere hemen her yere yazdım. FETÖ ile mücadele edenlere maalesef devlette, hükümette, AK Partililerde sahip çıkılmıyor.

Nasıl sahip çıkmadıklarına bir iki örnek vereyim isterseniz:

Yazdığım kitaplar ve beyanatlarım nedeniyle bugün hakkımda açılan 300 bin TL’lik tazminat ve ceza davalarında mahkemelerde yalnızım. Kimse şimdiye kadar ne yapıyorsun demedi.  FETÖ’nün açtığı davalara onun adına her mahkemeye en az 3-4 avukat girerken ben tek başıma kendimi savunmaya çalışıyorum.

FETÖ’nün adamları mücadelelerini sistematik şekilde yürütürken FETÖ ile mücadele edenler maalesef bölük pörçük. Bu da FETÖ’ye mücadele üstünlüğü sağlıyor. Açıkça söylüyorum: Eğer devlet, hükümet ve Ak Parti FETÖ’den ayrılarak yapıyı deşifre edenlere sahip çıksaydı, bu kişiler on kişiyle sınırlı kalmaz yüzlerce insan yapıyı deşifre ederdi.

Fuat Bey, ben 26 yıl gazetecilik yaptıktan sonra emekli oldum ve kendimi kitap yazmaya verdim. Geçimimi de kitaplarımdan sağlıyordum. Bunların birçoğu çok satan kitaplar arasındaydı. Müstear isimle yazdığım için FETÖ’cüler benim olduğumu bilmiyordu. Ancak 17/25 Aralık sonrasında o müstear isimlerin benim olduğum anlaşıldı ve satışlar bıçak gibi kesildi.

İşlerim bozulunca yeniden gazeteciliğe döneyim dedim ama inanır mısınız bana kimse iş vermedi. Hülasa bu ülkede doğru olmak, devletin yanında olmak insana hep zarar veriyor. Fuat Bey sözü çok uzattım. Hakkınızı helal edin.

POLİSE YAPAN TSK’YA YAPMAZ MI?

Selim Çoraklı iki yıl önce FETÖ’yü sevk ve idare eden imamların, üst düzey yöneticilerin isimlerini vermesine rağmen birkaçı hariç hemen hiçbirine yönelik bir operasyon yapılmadığını ve hepsinin kaçmalarına âdeta göz yumulduğunu da belirtiyor.

Bu çok enteresan tabii. Biliyorsunuz Ergenekon Davasından yargılanıp hapis yatan Askerî Savcı Zeki Üçok Hürriyet’ten Ahmet Hakan’a TSK içindeki albay ve generallerin isimlerini tek tek verdi.

Ne deniyor bu konuda? Terörle mücadele varken TSK’yı yıpratmayalım.

İyi güzel de gelen istihbaratları saklayarak terörle mücadelede emniyeti imha etmeye çalışan, şehitlerin artmasına sebep olan paralel şebekenin aynı şeyi TSK içinde yapmayacağının garantisi var mı?

İnsan ne düşüneceğini şaşırıyor.

Ama şurası kesin. Hükümetin ve bürokrasinin de en az Cumhurbaşkanı kadar bu konularda hassas olması artık elzem. Bu mücadele beyanatlarla değil, işle yapılır.

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/590949.aspx

paralelle mücadele edenlere sahip çıkılmıyor” üzerine 3 yorum

Yorum bırakın